28 Eylül 2021 Salı

Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu-MERKEZ BANKALARI SALGINDA ÖNEMLİ ROL ÜSTLENDİ-Yılmaz Parlar



PARLAR MEDYA: Haziran 2012 Otomotiv sektörünün en büyük şovu başlıyor  Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörü Lin Photo, free website template, XHTML CSS layout
 
info@parlarmedya.com

 T.C. Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu:


‘MERKEZ BANKALARI SALGINDA ÖNEMLİ ROL ÜSTLENDİ’


Turkuvaz Medya Grubu’nun ekonomi haber kanalı A Para tarafından düzenlenen ‘Finansın Geleceği Zirvesi’nde konuşan Merkez Bankası Başkan Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, tüm merkez bankaları gibi salgının seyrine dair gelişmeleri ve küresel ekonomiye etkilerini yakından izlediklerini söyledi. Kavcıoğlu, “Sonuç olarak gerek kapanma sürecinde gerekse hala içerisinde olduğumuz normalleşme sürecinde merkez bankalarının önemli rol üstlendiğini görüyoruz. Finansal sistemin işlemeye devam etmesi, gerek bankacılık gerekse reel sektörün salgın koşulları nedeniyle gördükleri hasarın en aza indirilmesi, kapanmaların ekonomik ve sosyal maliyetleri gibi konularda merkez bankası politikalarının oldukça etkili olduğu, geride bıraktığımız dönemde açıkça görüldü” dedi.



Salgınla mücadelede önemli yol alınmış olmasına karşın son dönemde vaka sayılarının yeniden artmasına sebep olan virüs varyantlarının değerlendirmelerde öne çıktığını dile getiren Kavcıoğlu, bu varyantların salgının seyri konusundaki belirsizliğin sürmesine yol açtığına işaret etti. Birçok ülkede yeni bir salgın dalgası yaşandığını ancak aşılamanın küresel olarak hızlanarak sürmesinin ekonomik normalleşme açısından kritik önem taşıdığını vurguladı.

‘Salgın belirsizliği devam ediyor’

Salgından sonraki ekonomik toparlanmanın aşılama ve uygulanan politikalar gibi bazı nedenlerle ülkeler arası önemli farklılıklar gösterdiğini belirten Kavcıoğu, “Birçok uluslararası kuruluşun ve merkez bankalarının yayınlarında da vurgulanan bu durum arz-talep uyumsuzluklarına ve enflasyonun yükselmesine de katkı sunmaktadır. Hizmet sektöründeki toparlanmanın görece yavaş olması istihdamın toparlanmasını geciktirmekte, bu durum salgın sürecinin hane halkı açısından maliyetini de artırmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların en aza indirilmesi salgın ile mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, önlemlere uyulması ve aşılamanın devamı ile mümkün olabilecektir. Merkez bankaları da bu süreçte tüm politika araçlarını kullanarak, fiyat istikrarını sağlamayı ve salgın sonrası normalleşme sürecinin devamına destek olmayı sürdüreceklerdir” dedi.

Salgın döneminde finansal sisteme ve reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koşullarla sağlayarak, finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanma sürecine destek olmayı hedeflediklerini kaydeden Kavcıoğlu, böylece salgın ortamından doğan geçici etkilerin uzun vadede üretim ve istihdama olabilecek olumsuz etkileri en aza indirmeyi amaçladıklarını vurguladı. Kavcıoğlu, normalleşme sürecinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi yönünde de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli politika adımlarını atacağına dikkat çekti.

‘Hizmet istihdamında salgın döneminin kayıpları telafi edildi’


Türkiye’nin, OECD ülkeleri ve Çin ile birlikte değerlendirildiğinde 2020 yılında pozitif büyüme kaydeden iki ekonomiden biri olduğunu hatırlatan Kavcıoğlu, şöyle konuştu:

“2021 yılı ilk yarısına ilişkin açıklanan veriler, büyümedeki olumlu görünümün devam ettiğini gösterdi. Avrupa'daki aşılamaya ilişkin olumlu görünüm, turizm ve dış talep kanalları aracılığıyla ekonomimize yansıyor. Bu çerçevede net ihracat da büyümeye olumlu katkı vermeye devam ediyor. Yüksek frekanslı veriler, açılmanın etkisiyle işgücü piyasasında da toparlanmaya işaret ediyor. Hizmetler sektöründe son dönemde güçlü bir istihdam artışı ile salgın dönemi kayıplarının tamamen telafi edildiğini gördük. Ayrıca güçlü giden ihracatın da yardımıyla, sanayi sektörü istihdamının son dönemde diğer alt kalemlere göre daha da olumlu seyrettiği dikkat çekiyor.”

Kavcıoğlu, salgın sonrası toparlanma döneminde iktisadi faaliyet küresel olarak normalleşmeye başladığını söyleyerek, “Bununla birlikte yine büyük ölçüde salgın dönemine atfedilebilecek bir dizi sorunun ülkemizde olduğu gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle üretici fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu görüyoruz. Bu nedenle içinde bulunduğumuz normalleşme döneminde, yüksek enflasyonun beklentiler ve uluslararası piyasalara yansıması merkez bankaları tarafından yakından izlenmektedir. Enflasyonun yükselmesinde başlıca etmenlerden biri, artan emtia fiyatları oldu. Emtia fiyatlarındaki artışa paralel olarak, üretimin hızla artan talebe aynı hızda cevap verememesi nedeniyle oluşan arz kısıtları da yükselen fiyatlar üzerinde etkili oluyor. Uluslararası nakliye maliyetlerinin artması ve teslimat sürelerinin uzaması da üretici fiyatlarını yükseltiyor” dedi.



‘Salgın koşulları ve yansımaları henüz ortadan kalkmadı’

Ülkemizde de geçmiş dönemlerde üretici enflasyonundaki gelişmelerin kur ve emtia fiyatları ile büyük ölçüde açıklandığını, son dönemde bu iki belirleyicinin üretici enflasyonunu açıklamakta yetersiz kalmasının arz yönlü ilave unsurlara işaret ettiğini vurgulayan Kavcıoğlu, şöyle devam etti: 

“Avrupa Bölgesi için yapılan son anketlerde arz kısıtlarının imalatı sınırlayan faktörler arasında ön sıralarda olduğunu ve hammadde teminindeki kısıtların üretimi kısıtlayıcı rolünün belirgin şekilde arttığını görüyoruz. Bu gelişmeler bize salgın ile ilgili koşulların ya da bunların yansımalarının henüz ortadan kalkmadığını gösteriyor. Merkez bankaları son dönemdeki enflasyon değerlendirmelerinde bu unsurlara vurgu yapmaya devam ediyor.”

Açılma ve ekonomik normalleşme sürecinde dünyada enerji ve hizmet fiyatlarında belirgin artışlar görüldüğünü belirten Kavcıoğlu, “Küresel merkez bankaları, enerji ve salgın kaynaklı bazı sektörlerdeki yüksek oranlı fiyat artışlarının, talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte geçici olacağını değerlendiriyor. Bu unsurlar, önümüzdeki dönemde ülkemizde de enflasyonu düşürücü yönde etki edecektir” dedi.

Ağustos ayı enflasyon artışını hatırlatan Kavcıoğlu, şöyle konuştu: 

“Son dönemde belirli ürünlerdeki fiyat artışları tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıktı. Enflasyona en çok katkı yapan ürünlere baktığımızda, ağustostaki yıllık fiyat artışlarının son 10 yıldaki ortalama fiyat artışlarının üç-dört katını aşabildiğini görüyoruz. Bu durumun bir sebebi, biraz önce de değindiğim gibi salgına bağlı olarak emtia fiyatlarındaki artışlar ve arz kısıtları gibi gelişmeler olsa da, bu unsurlar tek başlarına bazı ürünlerdeki fiyat artışlarını açıklamakta yeterli olmayabiliyor. Ortaya çıkan bu fiyatlama davranışlarının, ekonomik ve sosyal normalleşme hız kazandıkça yeniden salgın öncesi haline yakınsayacağını değerlendiriyoruz.”

Şahap Kavcıoğlu, “Rezervlerdeki iyileşme öngörülerimiz ile uyumlu seyrediyor. Rezervlerimiz 85-90 milyar ABD doları seviyelerinden yaklaşık 30 milyar ABD doları artışla 120 milyar ABD doları seviyesinin üzerine çıktı. Swap anlaşmaları, reeskont kredileri, cevherden altın alımı ve zorunlu karşılık adımları bu artışa katkı yapan ana unsurlar oldu” diye konuştu. 

‘İnşaat şart mı diyorlar?’

Zirve’de ‘İstanbul Finans Şehri’ne Doğru’ başlıklı sunum yapan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, dünyada ekonomik liderliğin tarih öncesinden bu yana değiştiğini dile getirerek “Hindistan ve Çin hakimiyeti sanayi devrimine kadar sürdü. Sonra Avrupa ve ABD’nin gelişmesiyle onlara döndü. Ama 2000 yılından sonra tablo tekrar Asya lehine dönmeye başladı. Bu bir döngü ve hepimizin göreceği bir tarihte Çin dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Çok büyük ihtimalle de Hindistan ikinci büyük ekonomisi olacak. Elbette çok barışçıl süreçle bu olmuyor. Önceki dönüşümler de barışçıl olmadı” dedi. 


Finansın merkezinin Asya’ya doğru kaydığını belirten Aşan, Türkiye açısından fırsatların olduğunu İstanbul’un büyük avantajları bulunduğunu söyledi. Aşan, 4 saatlik uçuşla 2 küsur milyarlık bir alana ulaşılabilmesinin büyük bir potansiyel olduğunu kaydetti. Aşan, bugüne kadar bu avantajın yeterince kullanılamadığını, ancak bundan sonra ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını söyledi. Aşan, “’İnşaat şart mı?’ diye soruyorlar merkezlerin hepsi böyle oluşturuldu. Akıllı bina tasarımı gibi öyle bir şey yapmalısınız, ki insanlar o bölgeden çıkmadan bütün işlerini halletmeli... Böyle bir yeri gerçekten yapmamız lazım. Bu çerçevede İFM projesini değerlendiriyoruz. Derdimiz büyük bir inşaat alanı oluşturalım değil, çünkü bu bir inşaat projesi değil. Önemli olan içini olabilecek en kaliteli şekilde doldurmak. Tüm çabamız bu yönde ve bu konuda hem özel sektörle hem de kamu ile istişarelerde bulunuyoruz.”

Finans merkezi ekosisteminin düzgün oluşturulması gerektiğini belirten Aşan, mevzuat çalışmalarının tamamlandığını, önümüzdeki dönemde Meclis’e getirilerek kanunun çıkarılacağını söyledi. Bunun ardından hemen yönetmeliğin geleceğini ve işe başlayacaklarını ifade eden Aşan, katılım finans için yasa çalışmasının da sürdüğünü söyledi. Aşan, “İyi bir altyapı oluşturunca devamı kolay gelecek. İstanbul için katılım finans tarafına ciddi ilgi olduğunu söyleyebiliriz. Bu alanda en çok üzerinde durduğumuz konu da fintech tarafı... Fintech strateji belgemiz de sene sonuna yetişecek görünüyor. Katılım finans strateji belgesi de kısa süre içinde tamamlanacak ve Cumhurbaşkanımıza sunacağız” diye konuştu.  

‘Bankacılık sektöründe oyun değişiyor’

Zirve kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü A Para Haber Müdürü Serdar Kuter’in yaptığı Dijital Bankacılık Paneli’nde sektörün geleceği konuşulurken, sektörde oyunun yeniden kurulacağına dikkat çekildi. Veriyi iyi kullanan şirketlerin gelecek dönemde öne çıkacağını kaydeden Halkbank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Olcay Atlıoğlu, “2022 yılında bizi çok önemli gelişmeler bekliyor. Sadece dijitalden hizmet veren bankaların faaliyete geçmesi, açık bankacılık önergesinin netleşmesi ile birlikte bankacılık sektörü çok önemli bir oyun değişimine gidecek” diye konuştu. 

Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Ferkan Merdan, gündemlerinde açık bankacılık ve platform bankacılığı olduğunu kaydetti. Merdan, şöyle devam etti: 

“Dijital bankacılık tarafında da mevzuatı yakından takip ediyoruz. Buralarda da kendimize ince ayarlar yaparak bu regülasyonlarla yeni rakiplerle aynı sektör üzerinde koşmayı hedefliyoruz.”

DenizBank Dijital Kuşak Bankacılığı ve Deniz Akvaryum İnovasyon & Girişimcilik Merkezi Grup Müdürü ve NEOHUB Genel Müdürü Gürhan Çam, pandemi süresince sektörün paniğe kapılmadığına dikkat çekerek, Türk bankacılık sektörünün dünyaya ilham olduğunu belirtti. Çam, gelecek yıllardaki değişime dair "Şubeyi tamamen kapatacağım gibi bir yaklaşım bana doğru gelmiyor. Ortak ATM’ler gibi ortak şubeleri de yeni dönemde görebiliriz” değerlendirmesini yaptı.

Güçlü sponsor desteği

Finansın Geleceği Zirvesi Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıf Yatırım, Turkish Airlines, Papara ana sponsorluğunda gerçekleştirildi. Borsa İstanbul, Finansal Kurumlar Birliği, İstanbul Airport, Koza Altın, Kuzey Marmara Otoyolu, Türkiye Sigortalar Birliği’nin yan sponsor olarak katıldığı Zirve’nin destek sponsorları ise Deniz Bank, Emlak Katılım,  Fuzul, MedicalPark, Phillip Capital, Quick, Tarsim, TSPB ve Vakıf Katılım oldu.


yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Et sektöründe tedarik zinciri ıslah edilmeli-yılmaz parlar

PARLAR MEDYA: Haziran 2012 Otomotiv sektörünün en büyük şovu başlıyor ...